Herkesin mutfağının kendine göre bir ruhu vardır. Kimisi yemek yapmayı ciddi bir iş olarak görür, kimisi oyun oynar gibi pişirir, kimisi de (Özellikle anneler) şefkatle, sevgisini, tılsımını katarak yemek yapar...
Bir mutfağa adımınızı attığınızda orada ne tür yemeklerin piştiğini, nasıl yendiğini, ne kadar lezetli olduğunu az çok anlarsınız. Kimisi sizi mutfağına dahi almaz, çünkü belli bir düzenleri vardır ve bu düzenin manipüle edileceğinden korkarlar. Kimisi de kapılarını ardına kadar açar ve tıpkı bir pastane, restoran gibi, hazırladıkları çeşitlerden tatmanızı can atarak beklerler...
Benim annem (Nurşen) de, bu ikinci tür insanlardan ve burası da ONUN mutfağı.
İyi seyirler.
Everbody's kitchen has it's own spirit. Some takes cooking seriously, some does it as a game and some (especially mothers) do it with tenderness, with love and talisman... When you step into a kitchen you can easily guess, what kind of meal is cooked there and how it's eaten, how delicious it is. Some people won't let you in their kitchen, because they're afraid that their regularity will be manipulated. On the other hand, some people will open their doors wide open, for you to come in and taste their varieties of food. My mom (Nurşen) happens to be one of the second kind and this is HER kitchen. Enjoy
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder